Türkiye’de Mart ayında sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış verilerle, bir önceki yılın aynı ayına göre %9,6 artarken; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki aya göre %1,8 oranında azalma göstermiştir. Arındırılmamış verilere göre ise, sanayi üretiminde, geçen yılın aynı dönemine göre %9,5 oranında artış gerçekleşmiştir.
Sanayi üretimi aylık bazda bizim %1,8 olan daralma beklentimize paralel gerçekleşirken, yıllık bazda ise bir önceki yıla göre uygun hızda artışa devam etmektedir. Son 1 aylık dönemdeki azalma Ukrayna krizinin sanayi üzerindeki olumsuz etkilerini gösteriyor. Türkiye’nin yakın coğrafyasında gerçekleşen savaş ve Avrupa üzerine doğrudan gelen etkiler, sanayi tarafında da hissedilmektedir. Jeopolitik krize bağlı olarak global girdi açıklarındaki ve maliyetlerindeki mevcut durum, önümüzdeki aylarda da devam edecek görünüyor. Yıllık verilerde artış devam ederken, kapasitenin belli bir seviyeye gelmesi itibariyle, üretim hızı geçen senenin üzerindedir. Ancak savaş, yüksek enflasyon ve maliyet girdilerindeki artışlardan dolayı önümüzdeki aylarda yıllık sanayi üretim endeksindeki artışların azalan bir eğilimde olacağını düşünüyoruz.
Detaylara baktığımızda; madencilik ve taş ocakçılığı aylık bazda %4,9 azalırken, yıllık bazda %2,9 büyüme göstermiştir. İmalat sanayiinde aylık bazda %2,2 azalma görülürken, yıllık bazda ise %10,6’lık büyüme gerçekleşmiştir. Elektrik, gaz, buhar grubunda ise aylık bazda %4,8 artış görülmüş, yıllık bazda ise büyüme %1,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aylık bazda enerji %5,5 oranında artarken; sermaye malı %10, dayanıklı tüketim malı %3,9, dayanıksız tüketim malı %0,7 ve ara malı %0,4 oranında azalmıştır. İlgili kalemlerdeki yıllık değişimlere bakıldığında ise; dayanıksız tüketim malı %16,1, ara malı %8,9, dayanıklı tüketim malı %7,4, enerji %6,2 ve sermaye malı %4,9 artmıştır.
Sanayide jeopolitik risk, tedarik zinciri aksaklıkları gibi faktörlerle beraber önümüzdeki aylarda yavaşlama eğilimi ön planda olacaktır. İhracat ve yurtiçi talep tarafında da mevcut faktörler itibariyle kırılgan ve sürekli değişken bir talep bulunmaktadır. Avrupa’ya yönelik ihracat kalemlerinde üretici olan şirketlerin hammadde talepleri, küresel arzın durumuyla çok yakından ilintilidir. Tedarik zincirindeki kırılmalardan dolayı, özellikle Avrupa daha bölgesel tedarik imkanları ve alternatif arz kanalları aramaktadır. Dış talep, küresel resesyon tehditlerinden dolayı risklere açık. Diğer taraftan, iç talep anlamında yüksek enflasyon etkisini ve şirketlerin yatırım eğilimleri açısından ise maliyet faktörlerini olumsuz olarak değerlendiriyoruz.
Kaynak:Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı